Ceicily von Ziegesar‘ın Gossip Girl kitap serisinden esinlenerek yapılan Gossip Girl dizisi, New York, Manhattan’da yaşayan Serena, Blair, Dan, Nate, Chuck ve Jenny adlı 6 gencin maceralarını anlatır. The CW kanalında yayınlanan dizinin yapımcısı, “The O.C.”nin yazarlığını ve yapımcılığını yapan isim olarak tanıdığımız Josh Schwartz‘dır. Ancak tek ortak yönleri bu değildir. Dizideki karakterler ve olaylar GG izleyicilerine zaman zaman The O.C.’yi anımsatmaktadır. Dizideki olaylar bizlere Gossip Girl, yani Veronica Mars’tan tanıdığımız Kristen Bell tarafından, anlatılır. Dizi, Kristen Bell’in ”Who am I? xoxo Gossip Girl” sözleriyle başlar. Gossip Girl, Manhattan’da yaşayan bu 6 gencin hayatlarındaki olayları internette blog halinde yayınlar. Hatta bazen bu 6 genç, çevresindeki olayları Gossip Girl’ün blogundan öğrenir.
Dizi, Serena Van Der Woodsen’ın Manhattan’a geri dönmesiyle başlar. Serena, zengin bir ailenin kızıdır. Annesi Lily ve erkek kardeşi Eric ile yaşamaktadır. Güzel olmasının yanı sıra zekidir. Sıcakkanlılığı ile insanların sevgisini kolayca kazanmıştır. Serena’nın en iyi arkadaşı Blair Waldrof’dur. Modacı annesi Elenaor ile yaşamaktadır. Babası annesini ve onu 1 yıl önce terk etmiştir. Blair babasının eksikliğini sık sık hisseder. Aynı zamanda Blair, annesinin kendisini yeterince sevmediğini düşünmektedir. Ve, Serena’nın geri döndüğünü Gossip Girl aracılığı ile öğrenir ve endişeye kapılır. Çünkü erkek arkadaşı Nate’in, Serena’ya ilgi duyduğunun farkındadır. Serena’nın Manhattan’dan ayrılma sebebinin altında, Nate ile birlikte olduktan sonra kendini suçlu hissetmesi vardır. Blair’ın bunu öğrenmesi fazla uzun sürmez. Arkadaşının kendisine ihanet ettiğini düşünür. Fakat, 2 yıldır birlikte olduğu Nate’i affetmekte zorluk çekmez. Böylece Serena ve Blair arasında bir çekişme başlar.
Öte yandan, zeki ve kültürlü biri olan Dan Humphrey, eski bir rock yıldızı Rufus ve ressam Alison’ın oğludur. Jenny adında bir kız kardeşi vardır. Okuldaki yaşıtlarının aksine, eğlenceye pek düşkün değildir. Serena ile tanışması ile hayatı değişikliğe uğrar. Onun için partilere gitmeye, davetlere katılmaya başlar. Fakat kendi kişiliğini yitirmemiştir. Serena’ya uzun zamandır ilgi duymaktadır. Ancak maddi durumunun diğerlerine göre iyi olmamasından dolayı pek çevresi yoktur ve Serena tarafından farkedilmemiştir. Jenny, Dan’in 14 yaşındaki kız kardeşidir. Lisedeki ilk senesinde, Dan’in Serena ile tanışmasından sonra onun için de renkli bir hayat başlamıştır. Blair’ın arkadaş grubuna katılmaya çalışır fakat o da Dan gibi okulda pek farkedilmeyen tiplerdendir. Diğer yandan, Dan sonunda Serena ile tanışır. Serena’nın annesi Lily ile, Dan’in babası Rufus’un, kendileri ve Alison dışında kimsenin bilmediği bir geçmişleri vardır. Lily, Dan ile tanıştıktan sonra ona önyargılı bir şekilde yaklaşır. Serena ile Dan zamanla yakınlaşmaya başlarlar. Serena’nın artık Nate’e ilgi duymadığını anlayan Blair, onu affeder. Ve bu iki genç kız eski günlerine geri dönerler. Dan, bir parti kızı olan ve zaman zaman insanlara çok alaycı davranan Blair’dan pek hoşlanmaz. Bu hisleri karşılıksız değildir. Blair da Dan’i küçük görür ve Serena ile olan ilişkilerine anlam veremez. Serena ve ailesinin kaldığı otelin sahibinin oğlu Chuck, eğlenceye düşkün biridir. Zengin bir babanın oğlu, Nate’in yakın arkadaşıdır. İstediği herşeyi elde edebileceğini düşünmektedir. Bir partide Jenny ile tanışır ve ona yakınlaşmak ister. Jenny ona karşı koyar. Sonuç olarak Chuck, Dan’in yumruklarına maruz kalır. Serena’nın rehabilitasyondaki erkek kardeşi Eric, bir an önce evine dönmek ister. Lily ise bunun için daha zamanının olduğunu düşünür. Eric, Jenny ile tanışır ve arkadaş olurlar. Eric, ablasının desteği ile sonunda evine döner. Nate’in babası, Nate’den şirketinin geleceği için Blair ile olan birlikteliğini ileri boyuta taşımasını istemektedir. Nate ise Blair’dan soğumaktadır. Ve bir süre sonra ayrılırlar. Blair’a göre ise hala daha bir umut vardır. Ancak, Nate’in Blair’in doğum gününe gelmemesi bardağı taşıran son damla olmuştur. Blair, Chuck ile birlikte olur. Chuck ise ilk kez birine kalbini kaptırmıştır…
Gossip Girl’ün her bölümünde mutlaka bir olay olmaktadır. Partiler de dizinin vazgeçilmez unsurlarından biridir. Bu 6 gencin renkli yaşamını anlatan dizide olaylar izleyiciyi sıkmadan anlatılır. Her gençlik dizisinde olduğu gibi; aşk, arkadaşlık ve eğlence ön plandadır. Josh Schwartz’ın yapımın yanı sıra müziğini de yaptığı dizide çalan şarkılar, pop ve R&B ağırlıktadır. Eğer, özellikle The O.C.’yi özlüyorsanız, bu diziyi izleyerek biraz olsun teselli bulabilirsiniz.
Kadro: Blake Lively - Serena Van Der Woodsen Leighton Meester - Blair Waldrof Penn Badgley - Dan Humphrey Chace Crawford - Nate Archibald Ed Westwick - Chuck Bass Taylor Momsen - Jenny Humphrey