Nakşi şeyhinin 2 torunu, 5 milyon dolarlık miras için kaçırıldığı öne sürüldü.
SUUDİ Arabistan’ın Medine kentinde 5 yıl önce trafik kazasında annesi, eşi, kızı ve oğlu ile birlikte hayatını kaybeden Nakşibendi tarikatının ‘Halidiyye’ kolu şeyhi Muhammed El Haznevi’nin 5 ve 6 yaşındaki 2 torununun, kendisini ’tarikat şeyhi’ olarak tanıtan amcaları Muhammet Moutaa El Haznevi tarafından Suriye’den kaçırılıp Türkiye’ye getirildiği iddia edildi. İki kardeşin yaklaşık 5 milyon dolarlık miras nedeniyle kaçırıldığını iddia eden dayıları ve aynı zamanda tarikatın yeni şeyhi Abdullah El Haznevi’nin oğlu olan Muhammed Eymen Haznevi, “Yeğenlerim Suriye’den buraya getirilmiş. Yeğenlerimi en az 5 milyon dolarlık miraslarına konmak isteyen, sarık ve cübbe giyip kendisini etrafına şeyh gibi tanıtan amcaları kaçırdı. Biran önce yeğenlerimize kavuşmak istiyoruz” dedi.
Suriye, Türkiye ve Irak başta olmak üzere birçok ülkede binlerce müridi bulunan Nakşibendi Tarikatı’nın en yaygın kolu Halidiyye’nin şeyhi olan Muhammed El Haznevi’nin kazada ölümünün ardından şeyhlik için başlayan tartışma, 5 yıl aradan sonra miras kavgası ile yeni bir boyut kazandı. Hem Suriye, hem de Türkiye vatandaşlığına sahip olan Haznevi ailesi fertleri arasında başlayan tartışmalarda şeyhliğin, kazada kardeşi Muhammed ve damadı Abdulhalık’ı kaybeden Abdullah El Haznevi tarafından sürdürüleceği belirtildi.
OĞLU DA ŞEYHLİĞİNİ İLAN ETTİ
Ancak, babasının kendisine bazı kişilerin şahitliğinde icazet verdiğini söyleyen oğlu Muhammet Moutaa El Haznevi de şeyhin kendisi olduğunu dile getirdi. Medine’deki kazada ölen Abdulhalık El Haznevi’nin iki oğlu Muhammet Human ve Muhammed Fadıl ise, tarikatın yeni şeyhi olarak bilinen dedeleri Abdullah El Haznevi’nin yanına yerleşti.
SURİYE VE TÜRKİYE’DE MİLYONLARCA DOLAR
Ölümünün ardından Muhammed El Haznevi’den geriye kalan milyonlarca dolarlık miras, hak sahibi olan oğulları Muhammed Moutaa, Muhammed Faris ile torunları Muhammed Human ve Muhammed Fadıl arasında bir türlü paylaştırılamadı.
İddialara göre, şeyhlik kavgasından dolayı yan yana gelmeyen Muhammed Moutaa ile hak sahibi 2 torunun dedesi olan tarikat şeyhi Abdullah El Haznevi, miras paylaşımı konusunda ortak noktada buluşamadı. Medine'deki kazada ölen Muhammet El Haznevi’nin Suriye’nin değişik kentlerinde çok sayıda arsa, apartman, müstakil ev, yazlık, sık sık mürit ziyareti için geldikleri Türkiye’de ise İzmir, Mersin ve İskenderun’da çok sayıda gayrımenkulü bulunduğu ve bunların piyasa değerinin 15-20 milyon dolar olduğu belirtildi.
MASKELİ VE SİLAHLI KİŞİLER KAÇIRDI
İddiaya göre, yaklaşık 5 milyon dolarlık mirasın sahibi olan 6 yaşındaki Muhammed Human ile 5 yaşındaki Muhammed Fadıl kardeşler, geçen 28 Haziran günü, dayıları Muhammed Eymen Haznevi, akrabaları Derviş Acar ile birlikte Suriye’nin İdil şehrinin Ariha İlçesinde dolaşırken, önlerini kesen yüzleri maskeli ve eli silahlı 8 kişi tarafından kaçırıldı.
TARİKAT ŞEYHİ TÜRKİYE'YE GELDİ
Tarikat Şeyhi Abdullah El Haznevi, hem kaçırılan iki çocuğun izini bulabilmek, hem de müritlerini ziyaret etmek için 2 gün önce Şanlıurfa’ya ailesiyle birlikte geldi.
Babasıyla birlikte Şanlıurfa'ya gelen 28 yaşındaki Muhammed Eymen Haznevi, 2 yeğeninin kaçırılması sırasında kendisinin de tartaklandığını belirterek şunları söyledi: “Yolda yürürken 2 araç ile önümüz kesildi. Araçlardan inen yüzleri maskeli, eli silah ve sopalı 8 kişi bir anda bize saldırdı. Bu kişiler bizi darp ederken, yeğenlerimin ‘Dayı’ diye seslendiklerini duyunca kaçırıldıklarını anladım. Bu kişiler bizi etkisiz hale getirip kaçtıktan sonra durumu polise bildirdik. Yeğenlerimi kaçıracak tek kişinin amcamın oğlu olan ve yeğenlerimin de amcası Muhammet Moutaa olduğunu söyledik. Halep Emniyet Müdürü Moutaa’yı aradı, kendisi çocukları bir saat içerisinde geri getireceğini söyledi. Ancak, bir daha telefonunu açmadı. Daha sonra çocuklara, Haseki şehrinden sahte şahitler ile pasaport alındığını ve Akçakale Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yaptıklarını öğrendik.” Çocukların kaçırıldığı sırada birlikte olduğunu söyleyen akrabalarından Derviş Acar ise, “Her şey bir anda gelişti. Biz kendimizi savunmaya çalışırken, yüzü maskeli ve silahlı kişiler çocukları arabaya bindirip götürdüler. Bu çocukları kaçıran kişi amcalarıdır” dedi.
İSKENDERUN VE ADANA’DA BULUNAMADI
Muhammed Eymen Haznevi, çocukların Türkiye’ye giriş yaptığının saptanması ardından müritleri ile temasa geçtiklerini ve suçladıkları amca Muhammed Moutaa’nın bulunabileceği Adana ve İskenderun’daki 3 adrese polis tarafından baskın düzenlendiğini belirterek, “Üç yerde yapılan aramalarda da çocuklara ulaşılamadı. Şu anda bu çocuklar Türkiye’de ve her yerde, her şehirde olabilirler. Biz Suriye’de bu kişi hakkında yakalama kararı çıkarttırdık. Burada da İskenderun Cumhuriyet Savcılığı, Muhammed Moutaa hakkında yakalama kararı çıkarıp 81 ili bilgilendirdi. İnşallah en kısa sürede yakalanır ve yeğenlerime sağ salim kavuşuruz” diye konuştu.
SARIK VE CÜBBESİ ARAÇ, AMACI MİRASA KONMAK
Amcasından milyonlarca dolarlık miras kaldığını ve kaçırılan iki çocuğun hakkının da yaklaşık 5 milyon dolar civarında olduğunu kaydeden Muhammed Eymen Haznevi, şöyle konuştu: “Çocuklara takribi 5 milyon dolarlık miras düşüyorsa, gerisini siz düşünün. Çok büyük maddiyattan bahsediyoruz burada. Ancak, biz yeğenlerimizi tekrar görmek için paradan vazgeçtik. Öyle ki, yeğenlerimin annesi olan kardeşim Hasne Hanzevi, çocukları kaçırıldığından beri yemek yemiyor, bir deri bir kemik kaldı. Biz Hasne’nin çocuklarına kavuşup, yemek yediğini görmek için milyar dolarları harcamaya hazırız. Buradan Moutaa’ya sesleniyorum, gelsin ister adli, ister şer’i her türlü mahkemede verilecek karara razı olalım. O da yaptığı yanlıştan vazgeçsin ve Haznevi ailesinin ismini kötülemesin. Moutaa kendisini insanlara şeyh olarak tanıtıyor. Çocukları kaçıran birinden ne beklersiniz? Baba ile oğlu birbirine düşürenden ne beklersiniz? Ama, amcam yani babası ona güvenmez, her türlü işlemi kazada kendisiyle ölen eniştem olan Abdulhalık’a yaptırırdı. Moutaa giydiği sarık ve cübbeyi araç olarak kullanıyor, insanları kandırıyor. Onun asıl amacı milyon dolarlık mirasa konmak.”
12'nci yüzyılda kuruldu
Nakşibendi tarikatı, rivayetlere göre 12’nci yüzyılın başlarında Türk soyundan olan Muhammed Bahaüddin Nakşibend liderliğinde Buhara’da kuruldu. Günümüzde, İslam ülkelerinde ve Türkiye’de milyonlarca müridi bulunduğu belirtilen tarikat, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de resmi tarikat olarak kabul edildi. Tarih içerisinde çeşitli kollara ayrılmasına rağmen, genel olarak Nakşibendi olarak anılan tarikat Türkiye’de İskender Paşa Cemaati, Erenköy Cemaati, İsmail Ağa Cemaati, Adıyaman Menzil Dergahı olarak bilinen oluşumlarla faaliyetini sürdürüyor. Tarikatın en fazla müride sahip olan Halidiyye Kolu’nun en önemli iki özelliği ise siyasete karışmama ve kimseden mal talep etmeme olarak biliniyor.