Dünyanın yaşayan en büyük fizikçisi sayılan Stephen Hawking, “Big Think” adlı web sitesine, “Bu dünyadan kaçmazsak, sonumuz pek hayırlı değil” mesajı verdi. Hawking’e göre, doğal kaynakları hızla tüketen insanoğlunun tek çaresi, ilk fırsatta uzaya yayılmak.
DÜNYA son günlerde çeşitli felaketlerle boğuşurken, yaşayan en büyük fizikçi olarak kabul edilen Stephen Hawking, uzaya yayılmadığı takdirde insan neslinin yok olacağını söyledi.
“Big Think” adlı web sitesine konuşan Hawking, şunları söyledi:
‘Genlerimiz saldırgan’
“Tarihimizde giderek artan şekilde tehlikeli bir döneme giriyoruz. 1963’teki Küba füze krizi gibi, yok olmamızın an meselesi olduğu zamanlar geçmişte oldu. Bu tür olaylar gelecekte daha sık olacak. Çünkü dünyanın sağladığı doğal kaynakları hızla tüketiyoruz. Genetik kodlarımız bencil ve saldırgan içgüdüleri taşıyor. Uzun vadede var olmak için tek şansımız uzaya yayılmak.” İyi de, nasıl? Bilim insanlarına göre, şu anki bilgi ve teknoloiyle, kimyasal yakıtlarla çalışan roketler kullanarak en yakın yıldıza gitmek bile 50 bin yıllık bir zaman alıyor. İnsanın yaşam süresi içinde uzayda yol alabilmesi için ışık hızı ile hareket etmesini ve yolculuk sırasında kozmik radyasyondan korunmasını sağlayacak teknolojiyi elde etmesi gerekiyor.
KİMDİR?
EVRENİN temel prensipleri üzerine çalışan Stephen Hawking, 1663 yılında ilk olarak Isaac Barrow sonra da 1669’da tarihin en büyük matematikçisi sayılan Sir Isaac Newton’a verilen Lucasian profesörü oldu.
Hawking, Roger Penrose ile birlikte, Albert Einstein’ın Uzay ve Zamanı kapsayan Genel Görelilik Kuramının, Big Bang’le %Büyük Patlama’ başlayıp karadeliklerle sonlandığını gösterdi. Bu sonuç Kuantum mekaniği ile Genel Görelilik Kuramı’nın birleştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyordu.
Bu yirminci yüzyılın ikinci yarısının en büyük buluşlarından biriydi. Bu birleşmenin bir sonucu da karadeliklerin aslında tamamen kara olmadığını, fakat radyasyon yayıp buharlaştıklarını ve görünmez olduklarını ortaya koyuyordu. Diğer bir sonuç da evrenin bir sonu ve sınırı olmadığıydı. Bu da evrenin başlangıcının tamamen bilimsel kurallar çercevesinde meydana geldiği anlamına geliyordu.